24 Aralık 2011 Cumartesi

Mikrokrediyle hayata tutunan insanlar!

Hiç bir sebeple eğilip bükülmeyen kadınlara her daim hayranımdır.

Hem rahmetli annem, hem de çok sevdiğim kayınvalidem aynen bu hanımlardan. Yorulmak, yılmak, imkansızlık ne demek bilmiyorlar!

Mikrokredi de bu noktada sahiden insanlara ciddi bir ilkadım desteği. 1000 lira para veriyorlar belki ama, insanlara inanılmaz kapılar açabiliyor. Kimisi küçük bir örgü makinesi alıp sağa sola kazak-battaniye-çocuk kıyafeti örüyor; kimisi küçük bir manikürcü dükkanı açıyor işini başlatıyor.
Kefil yok, senet yok, hiç bir teminat yok. Geri ödemede hiç bir sıkıntı çekmemişler neredeyse. Eğitim veriyorlar. bildiğim kadarı ile sizin gibi bu konuyla ilgili en az 5 hanımı örgütlüyorsunuz, hepiniz farklı işler yapabilirsiniz, orada amaç eğitim için bir grup gelecek o gruba yeterli sayıyı sağlamak; eğitimin ardından size destek kredileriniz veriliyor.

Sizlerden de bu konuyla ilgilenecek olanlar olursa muhakkak incelemenizi tavsiye ediyorum. Hayalleri olanlar için !



turkcell vınn ve dertleri

TTNET'ten kazık yememek uğruna başkalarından kazık yiyoruz itina ile. hani derler ya aldığıma da alacağıma da bin pişman oldum deyu; heh işte turkcell vınn denilen lanet aynen öyle bir şey.

Zaman zaman bir sayfayı on dakikada açması mı dersin, bağlanırken sürekli hata vermesi mi, durmadan kopması mı?

23 Aralık 2011 Cuma

Örgüden duvar dekoru

Daha evvel üç tane aynamızın olduğu bu yer aynaları başka bir yere almamız sebebiyle boşaldı ve duvarda nur topu gibi üç tane çivimiz kaldı. Birine nedense benim çok hoşuma giden bu yağlıboya tabloyu astım. Diğer ikisi bomboş bana bakıyorlardı. Evde yastık falan örmek için aldığım kırmızı kendir ipine benzer bir ip vardı. Salonumdaki yapma çiçeklerimin arasında da kırmızı olduğu için olur herhalde, olmazsa da başka bir şey yaparım diye düşündüm, ördüm, ütüledim ve astım:)
Her ne kadar eşim ve erkek kardeşim nihale gibi duruyor diye dalga geçseler de ben beğendim:) Yeni bir fikir bulana kadar dursunlar bakalım. Sizce olmamış mı?


Teknolojinin insana ettiği!

Emek emek çektiğim fotoğraflarım, fotoğraf makinesinin azizliği sayesinde buhar oldu resmen.

Halbuki ne güzel börek tarifleri verecektim ben:) görüntülü mörüntülü afilli afilli...
Kısmet değilmiş sanırım.

Son günlerdeki yoğun tempo devam ediyor. Oblomov'da son 140 sayfam kalmış. Rus yazarlarını oldukça seviyorum. Kitaplıkta bir kitap ararken Tolstoy'un İTİRAFLARIM kitabını buldum. Bol bol altını çizerek okumuşum. Yazmak konusunda son yıllarda oldukça tembellik ettiğimden olsa gerek altını çizmekle kalmışım. Yoksa o altını çizdiğim cümlelerin her biri üzerine sayfalarca dil dökülür.

Bir yakınımın geçirdiği ciddi ameliyat sonrası psikolojik bozukluğu sebebiyle de "anksiyete bozukluğu" dedikleri şeyle tanıştım bugünlerde. Onunla ilgili okuyorum, düşünüyorum, çevremdeki insanlara bakıyorum. Büyüklerimiz bize derlerdi ya hani: "şeytanın vesvesesine aldanma. " heh işte tam da onu dinlemeyi beceremeyince çıkıyor sanırım bu hastalık ortaya. Derde düşürmesin, derman da aratmasın kimselere.
Anlıyorum ki: tevekkül denilen şey büyük nimet. Keşke hepimiz sahiden gönlümüze yerleştirebilsek.

İtiraflarım kitabının üzerine ne zaman düştüğümü bilmediğim bir not:
"İnsanlığın sonsuz kaderi, her yaratılanla başa dönen belki de..."

19 Aralık 2011 Pazartesi

Mandallık Yapmaca

Bahçe katı bir evde oturuyorsanız ve hemen yanınızda bir inşaat varsa, toz kaçınılmaz bir şekilde hayatınızın parçası oluyor. Mandallarımı bundan korumaya çabalamaktan yorulmuştum açıkçası. Ben de şu meşhur toz bezinden başka her şey için kullandığım çarşafı kullanarak bir mandallık yapmaya karar verdim:) Klozet takımını yaparken kullandığım pullu kurdeladan artmıştı, onu da bu vesileyle kullanmış oldum.

Aslında çok özenerek diktiğimi söyleyemem. Annemden kalma dikiş makinemde sorun var ve çalışmıyor. Her şeyi elimde dikmek zorunda kaldığım için mümkün olduğunca kolay şeyler yapmaya çalışıyorum.

Bunu da yarım saatte diktim diyebilirim. İhtiyacımız olan şey bir elbise askısı ve biraz kumaş. Askıyı kumaşın üzerine koyduğunuzda nerelerinden keseceğinizi anlıyorsunuz zaten az buçuk.

Üç parçayı birleştirerek yaptım ben. arkadaki parça bütün, öndeki iki parça birleşince arkadaki kadar oluyor. Gömlek gibi düşünün.




Öndeki her iki parçanın da kenarına pullu kurdelayı diktim.

Alt kısmı da tamamen kapattım ve mandallığımız hazır:)


18 Aralık 2011 Pazar

Biraz da kitap...

İvan Gonçarov'un meşhur OBLOMOV'unu okumaya başladım bugün yeniden. Dünya klasiklerinin neredeyse tamamını lise öğrencisiyken bitirmiştim. Ama bunun dezavantajı, çoğunu hatırlamadığım için hepsini yeniden okumak zorunda kalmam. Kelimelerin altını çizerek okuma alışkanlığı edindim bir-kaç yıllık süreçte. An itibariyle sayfa 191'deyim ve altını çizdiğim bir-kaç cümleyi, kimilerini yorumlarla paylaşmak isterim:)

Kapı Süsü yapalım

Uğur Gürsoy'un meşhur Fırat'ı, benim küçük aşkımın dediği gibi gözüme kestirdiğim her şeyi "bir yaparım ki ben bunla:)" repliği ile toplama yeteneğim hayli gelişkin. O şeyi de muhakkak yapmam lazım yoksa rahat needir bilemem.

www.10marifet.org da yapımını gördüğüm kapı süslerinden yapayım dedim, biriktirdiğim yoğurt kovalarının kapaklarından biriyle. Evlenirken bir-iki parça eşyayı süslediğimiz mor file kumaş vardı bir de yine aynı sebeple aldığım minik çiçekler;evde itinayla saklanan. Gelinliğimin incilerinin kopması olasılığına karşılık gelinlikçimin verdiği inci boncuklar. Arkadaşımın evine ev hediyesi olarak yaptığım ip mutfak perdesinden artan simli beyaz ip.

İlk önce küçük bir kase yardımıyla kapağın üzerine kapağı keseceğim çizgiyi çizdim ve kestim.


Daha sonra oluşturduğum bu çemberi iple sardım.


Mor fileyi elimde pilelli halde diktim ve daha sonra incilerle çemberin üzerine sabitledim.





Son olarak da çiçeğini taktım:)


Biraz basit oldu aslına bakarsanız ama severek kullanıyorum:)Elinde malzemesi, kullanmadıkları yapma çiçekleri bol olanlar için silikon tabancayla birlikte muhteşem sonuçlar verebilir:))

İp perde

Bunu yapan çok insan var artık.

Ben de yapayım dedim:)





Dut ip ve makrame ipi kombinasyonu.

Banyo Takımım

Evimize yeni tşaınmamızla beraber, ihtiyaçlarımız da - bu da belki de şişme bir kavram- netleşmeye başladı. Bu banyomuzu evimizde başka bir banyo daha olduğu için kullanmamaya karar vermiştik. Duşakabin yaptırmak maddi anlamda bizi zorlayacaktı.

Ben de bir banyo perdesi aldım ve büyük uğraşlar sonucu astım:) Darbeli matkap kullanmanın bu kadar kolay olduğu daha önce bilseydim keşke:) çeyizimdeki kenarı nasıl olmuşsa oyalanmamış (!!!) iki havlu ve kayınvalidemin toz bezi yapayım diye gönderdiği eski çarşafı da kullanarak klozet takımı yaptım. havluların arkasına bir-kaç kat eski çarşafı yorganladım. kenarlarına da tuhafiyeden aldığım bir-kaç metre pullu kurdeladan geçirdim.







Bir klozet takımı bile alamayacağım paraya banyo dekorumu tamamladım böylece. Umarım beğenirsiniz.